Bedenin her daim genç ve güçlü kalmasını sağlayan kolajen proteini, yaş aldıkça vücut tarafından daha az üretilmeye başlar. 20’li yaşlardan itibaren azalan kolajen üretimini doğal besinlerle ve takviye gıdalarla desteklemek gerekir. Günlük beslenme programınıza kolajen içeren doğal besin kaynakları ekleyerek vücudunuzun daha sağlıklı ve her daim genç kalmasını sağlayabilirsiniz.
Kolajen Üretimini Arttıran Gıdalar Nelerdir?
Kolajen; pürüssüz bir cilt ve sağlıklı bir beden için vücudun ihtiyaç duyduğu en önemli bileşenlerden biridir. Kolajen içeren besinleri her gün düzenli tüketerek vücudunuzun doğal kolajen üretimini hızlandırabilirsiniz. Aynı şekilde zamanla azalan kolajen üretimini de arttırabilirsiniz.
Kemik suyu, kırmızı meyveler, koyu yeşil yapraklı sebzeler, soya ürünleri, sarımsak, mor meyveler, süt ve süt ürünleri doğal kolajen içeren başlıca gıdalardır. Özellikle kemikli etler ve sakatat grubundaki hayvansal gıdalar, yüksek oranda doğal kolajen içerirler. Yumurta beyazı, tavuk, balık ve kabuklu deniz ürünleri de yüksek kolajen içeren kaynaklardır. Kolajen üretimini desteklemek için amino asit içeren, A ve C vitamini açısından zengin gıdalar tüketmek gerekir. Bu bağlamda fasulye, barbunya, avokado, beyaz çay, ginseng, turunçgiller, tropikal meyveler, tatlı patates, brüksel lahanası, domates, dolmalık biber, yaban mersini ve kuruyemişler tüketilebilir.
Kolajen Azalmasına Sebep Olan Etkenler Nelerdir?
Vücudun doğal olarak ürettiği kolajen, yaş ile birlikte zamanla azalarak yetersiz hâle gelmeye başlar. Kolajen kaybı; cildin yaşlanmasına, eklem ağrılarına, yaraların geç iyileşmesine ve daha yaşlı bir görünüme sebep olur. Kolajen eksikliği durumunda cilltte kuruluk, sarkma, tırnak ve saçlarda güçsüzleşme, çabuk yorulma, kas kütlesinde azalma ve romatizmal hastalıklar gibi sorunlar ortaya çıkar.
Yaşlanma, genetik, stres, hava kirliliği, hareketsizlik, UV ışınları (korumasız güneşe maruz kalma), sağlıksız beslenme, fazla şeker tüketimi, agresif diyetler, sigara ve alkol kullanımı kolajen eksikliğine neden olan etkenlerdendir. Kolajen kaybı yaşamamak için doğru bir beslenme programı uygulanmalı, alkol ve sigaradan uzak durulmalıdır. Günlük hayatla başa çıkabilmek için stres yönetimi öğrenilmeli ve düzenli bir egzersiz programı takip edilmelidir. Güneşe koruyucu krem sürmeden de çıkmamak gerekir. Yaş ve genetiğe bağlı olarak tüm insanlarda kolajen üretimi zamanla azalır. Bunu tamamen durdurmak imkânsız olsa da, kolajen içeren doğal besinlerden oluşan bir beslenme programı ve zengin içerikli kolajen takviyeleri ile kolajen üretimini arttırmak mümkündür.
Kolajen Takviyesi ile Kolajen Üretimini Arttırın
Vücudumuz, zamana göre işleyen sistemli bir mekanizmadır. Yaş ilerledikçe bu sistemde üretim açıkları meydana gelir. Bu açıkları kapatmak için gıdalardan ve takviyelerden destek almak gerekir. Kolajen içeren doğal yiyeceklerin yanı sıra cilt ve vücut bütünlüğüne katkı sağlayan bileşenleri içeren bir takviye seçmek gerekir.
Cosvia Collagen, 5000 mg hidrolize kolajen peptid içerir. Formülündeki kolajenin molekül büyüklüğü 2kgDa’dır (2000 dalton). Hidrolize kolajenin partikül boyu daha küçük olduğu için vücut tarafından kolay emilim göstererek cilde daha hızlı ve daha etkili nüfuz etmesini sağlar. Cildin %70’ini oluşturan Tip 1 ve Tip 3 kolajen içeren Cosvia‘da, klinik araştırmaları yapılmış Alman menşeli ve helâl sertifikalı sığır kolajeni kullanılmıştır. Sığır kolajeni tercih edilmesinin sebebi, proteinleri oluşturan glisin ve prolin aminoasitleri açısından zengin bir kaynak olmasıdır. Sığır kolajeni; kreatin üretimini, kas oluşumunu ve vücudun kendi doğal kolajenini üretmesine destek olur.
Günlük kolajen, vitamin ve mineral ihtiyacınızı karşılayan Cosvia Collagen; hyalüronik asit, C vitamini, spirulina, E vitamini, çinko, koenzim Q10, biotin, folik asit ve selenyum içeren zengin bir formüle sahiptir. En az 4 haftalık kullanımda cilt üzerindeki olumlu etkileri gözlenmeye başlanır. Yaşa bağlı olarak yıl içerisinde 2 – 3 aylık periyodlarla ara verilerek kullanılması tavsiye edilir. Şeker içermeyen Cosvia Collagen, ahududu aroması ile lezzetli bir içime sahiptir. Günde 1 defa olmak üzere vücudun yenilenme sürecine girdiği akşam saatlerinde kullanılması önerilir.
Kesinlikle harika. Herkese tavsiye ediyorum. Diz kapağı ağrılarım yok oldu.